Pages

8 Kasım 2017 Çarşamba

yitik

Bir şehri sevdim ki ne sevmek
Takma adlı, tahta burunlu, karnı tok
Bronz süvarisinin peşinden
Düştüm yollara evecen ama ne düşmek
Soranım olsa, tutanım yok

Şehir, ah hilebaz şehir
Kedileri hüzünde mahir
Bırakıverdin asırlık acıları omzuma
aciz, avare, rütbesiz
Gırtlağımda sessiz çığlıkların yırtığı
Koltuğumda eksik bir cihannüma
Git dedin git
Kasım soğuğunda donmuş
Petrograd'ın hazin kuşlarına

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

Bu Blogda Ara

Categories

Popular Posts

Blogger templates

Sınav

Henüz daha çocuktum, çözerdim bu muammayı gözüm kapalı  ahşap bir karanlığın kireçli gölgesinde; dağıtırdım tenhaları uğursuz öyle ki her fe...